kadının ilişkideki rolü, Sağlıklı, mutlu ve uzun süreli bir ilişki istiyorsanız ilişkideki yerinizi bilmeli, üzerinize düşen görevleri eksiksiz bir şekilde yapmanız gerekiyor. Her zaman kendi yararınıza olan şeyleri değil, hem sizin hem de sevgilinizin yararına, yani ilişkiniz çıkarına olan şeyleri yapmanız gerekiyor. Büyük karar verme durumları arasında kalabilirsiniz ve bazen ilişkide gururu da bir kenara atmak gerekiyor; eğer gerçekten seviyorsanız. Biz de bu yazımızda sizler için kadının ilişkideki rolüne detaylı bir şekilde değindik.


Kadınların temel sorunu

Modern toplumların gelişimiyle beraber kadın ve erkek arasındaki cinsel ayrımcılık her ne kadar dengeye doğru gidiyorsa, kadının sosyal hayata, iş hayatına aktif katılımıyla kişisel gelişimi ile ailenin dışındaki dünyayı kavrayışı artıyor ve erkeğin egemen olduğu alanlarda kadınların egemenliği artsa da sorun devam ediyor. Kültürel olarak yetiştirilmesiyle kadının, cinselliği sürekli bastırıldığından, erkek cinselliği sürekli yükseltildiğinden büyük bir asimilasyon yaşanıyor ve ne kadın ne de erkek bunu bir türlü aşamıyor. İlişkilerin çatırdamasındaki en temel neden bu…

Evlilik insan doğasına aykırı mı

Evlilik denilen şey hukuksal bir mekanizma değildir. Hukuk yapalım diye mi imza atıyoruz? Hukuk; ancak boşanırken aklımıza geliyor. Biz güzel hayallerle, dışardaki can pazarına karşı dayanışma için birliktelik oluşturuyoruz. Ekolojik bir durum olan birlikteliklere ihanet ettiğimiz için evlilikler yıkılıyor.

Mutlu olmak için ne yapmalı

Öncelikle kadın, kendine ihanet etmemeli. Bunun için de bir ilişkiden neler beklediğini kendine sorması gerekiyor; ‘Bu ilişkiye neden ihtiyacın var, ona bir daha bak. Sen yaşadıklarından, paylaşımlardan memnun olmak istiyorsun; hakaret edilmek, bastırılmak, yok sayılmak, şiddete, tacize uğramak değil… Çalışıyorsun, paranı kazanıyorsun, birçok alanda erkeklerden daha fazla para kazanıyorsun, o halde hiç kimseye ihtiyacın yok.’ Özgürleşmenin bedelinin yalnızlık olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Evlenmek isteyen taraf genellikle kadınlar mı

Bu, erkeğin işine gelen bir söylem olarak dikkat çekiyor. Kimseyle evlenmeyin bakalım ne olacak? 30 yıl önce erkekler kızların peşinden nasıl koşardı? Nasıl liselerin kapı önlerinde beklerlerdi değil mi? Şimdi nasıl ferahladılar… Bu nasıl mı oldu? Kadının kendine ihanet etmesi ile oldu. Erkekler de şimdi beş tane sevgilim olur, çocuğa da bakmam, gel yapış bana diyebiliyorlar. Bütün bu adamlar bu hezeyanlı kadını tarif ediyorlar. Eğer insan kendi gerçekliğinin farkında değilse hezeyana düşer; çünkü kendi çığlığını kendi bile duymuyordur. Bu durumdaki kadın hep daha yüksek bağırıyor, her şeyi kontrol etmeye çalışıyor; çünkü o da hiçbir şeye hakim olamadığını düşünüyor. Birçok kadının her şeyi kontrol etme çabası da buradan kaynaklanıyor. Kadının kendi ekolojisine bakması, ‘Hep veriyorsun ey kadın, titre ve kendine gel’ demesi gerekiyor.

Ev, iş ve annelik

Kadının işi her alanda çok zor. İçeride de dışarıda da çalışacak, hem de iyi anne olacak; ama böyle bir dünya yok. Kadın, çocuk doğurduktan sonra hala stres altında para kazanmaya çalışıyorsa öyleyse birlikte olduğu kişiyle ilişkisinde bir problem vardır. Babanın görevi, geçinebilecek parayı kazanıp getirmek ve maddi yükü daha fazla yüklenmektir. Kadın da erkeği, dışarıdaki can pazarından para kazanıp getirmesi için destekler. Bu aşamada erkeğin de kendisini saf dışı bırakılmış hissetmemesi gerekiyor. Aldatma yoktur dediğimiz yer de burası. Adam gideyim de aldatayım demiyor, saf dışı bırakıldığı, dışarda kaldığı için gidiyor.


admin

0 Yorumları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

appnexus



Facebook Paylaş

Etiketler