aldatılanların anlayacağı durumlar, Aranızda daha önce aldatılan var mı? İyi ki ben aldatılmamışım. Bunu sizi sinir etmek için söylemiyorum tabi ki, daha çok aldatılanların halini anladığım için söylüyorum. Öylesine büyük bir acıya katlanmak insanı sırtından bıçaklamak gibi bir şeydir hiç kuşkusuz; yine de uzun da olsa bir süre sonra geçeceği kesin. Ben de bu yazımda sizler için bazı ilişki uzmanlarıyla görüştüm ve sadece aldatılan bayanların anlayabileceği durumları gözler önüne serdim. Okuyunca duygulanmak serbest. =(

1. Öncelikle nasıl ya? NASIL? N-nasıl? Diye çıldırırsınız.
Bu sizin başınıza geliyor olamaz. Olamaz işte.

2. Ben senin gözünün içine aşık aşık bakarken, aklında hep o mu vardı?
Benimle öpüşürken, sarılırken de onu mu düşündün? Diye içiniz içinizi yer, sorarsınız kendinize ya da ona defalarca değişik versiyonunu.

3. Yalan dolanlarla kandırıldığınız için gerçeği bilmeyi hak edip, araştırarak noktaları birleştirirsiniz.

Ya da alıp karşınıza, “Bana her şeyi anlat, en azından bunu borçlusun.” dediğinizde ve geçmişe dair taşlar tek tek yerine oturup, yalancının mumu söndüğünde, boğazınızda bir düğüm oluşur. Gerçeğin acılığı kalbinize batar. Daha iyi hissettirir mi? Tartışılır, ama artık o kadar çok yalan girmiş ki işin içine, gerçekleri bir yerden oturup sindirmeye başlamanız lazım.

4. Yemek yapmanın tam ortasında, otobüste, anılarınızın olduğu ya da olmadığı alakasız bir yerde, ansızın biri kalbinizi sıkıyor gibi canınız acır, ağlamaya başlarsınız.
Mutfak tezgahının altına, yere çöküp göl oluşturmanın, arabada sağa çekip mendil bulamayıp tişörtünüze silmenin acizliğini yaşarsınız.

5. Ağlarken ve bu ihanetin yükünün ağırlığı altında ezilirken, alışkanlıktan ya da garip bir özlemden olsa gerek size sarılsın, açtığı yaraları sarsın istersiniz.

“Hem yara bandım, hem yaram.”

6. Onu özlersiniz ve aldatılmanıza rağmen onu özlediğiniz için kendinize kızarsınız.

Kaçınılmaz bir durum.

7. Sonra tam biraz daha sakinleşip, az bir zaman geçmişken, “stalk” aşamasına geçersiniz. Hem o 3.kişiyi, hem de aldatan eski sevgilinizi.

Yeni şeyler görüp duydukça ya da eskiye dair bir şeyler kazıp çıkarttıkça, like’ları, comment’leri vb. gördükçe “Vay be! Ne aptalmışım, şu olanlara bak, ayakta uyutulmuşum!” diye boğazınız düğümlenir, öfkelenir ve yine üzülürsünüz.

8. Gün boyu işte, arabada, trafikte, okulda, aklınızdan bir türlü “aldatıldığınız” gerçeği çıkmaz.

Hele sabah ilk uyanışlar kabus gibidir, midenizde kocaman bir delik var gibi hisseder, sancılarla güne başlarsınız.

9. Sabahları alışkanlıktan ondan gelen günaydın mesajını okumak için elinizi telefonunuza atarsınız.

Sonra sizi arayan ya da mesaj atanların ya olmadığını, ya da sizi seven ve merak eden arkadaşlarınızdan ibaret olduğunu görünce ayrıldığınızı ve aldatıldığınızı bir kere daha hatırlar, bu gerçekle yüzünüzü yıkamış olursunuz. “Ne bekliyordun ki?” diye gerçeklere koca bir günaydın dersiniz.

10.Uzun bir süre ortak arkadaşlarınızdan kimseyi görmek, konuşmak istemezsiniz.
Çünkü kendinizi tutamayıp, satır aralarında o’nla ilgili bir şeyler yakalarsınız ya da kafanızda korktuğunuz sorulara korktuğunuz cevaplar alacaksınız diye korkarsınız. Ve en önemlisi, size o’nu hatırlatırlar. Sözle değil tabi, hep beraber yaşadığınız anılar gelir gözünüzün önüne.


admin

0 Yorumları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

appnexus



Facebook Paylaş

Etiketler