İnsanlık Tarihinde Antibiyotikler

Bakteri ile savaşan insanoğlu antibiyotiklerle tanışıncaya kadar birçok insan yaşamını yitirmiştir. 1928 yılında Penisilin adlı ilacın bulunması ile binlerce insanın hayatı da kurtulmuş oldu. Streptomisin gibi ilk antibiyotiklerden sonra birçok antibiyotik çeşidi bulundu. İnsan için bu kadar önemli olan bu ilaçlar zamanla bilinçsizce tüketilmeye başlandı. Bu da hiç hesaplanmayan bir durumu gündeme getirdi, antibiyotiğe karşı direnç. Kısaca bakterilerin öldürülememesi veya çoğalmalarına engel olunamaması olarak ifade edilebilir. Öyleyse doğadan yardım almak yapılacak en mantıklı iş olacaktır.

Sarımsak-Bal-Yoğurt

Binlerce yıldır kullanılan sarımsak antibakteriyel bileşime sahip çiğ veya pişmiş olarak tüketilebilmektedir. Bal ise antiseptik ve antibakteriyel özellikleri ile hastalıklara karşı tam bir kalkandır. Damarları açar, cildi ve karaciğeri temizler ve kolesterol seviyesini düşürür. Kandaki akyuvarların üretimini arttıran yoğurt içerisindeki vitaminlerle bağışıklık sistemini güçlendirirken aynı zamanda kalp hastalıklarına karşıda koruma sağlamaktadır.

Yeşil Çay-Kızılcık-Kiraz-Kekik

Bakterilerle mücadele eden yeşil çay anti-bakteriyel özelliğe sahiptir. C vitamini deposu olan kızılcık enfeksiyonları önlemede yardımcı olurken aynı zamanda kötü kolesterolü de düşürmede etkilidir. Bakteri etkinliğini bloke eden kiraz ise A ve C vitamini başta olmak üzere temel minerallere de sahiptir. Çok güçlü bir antioksidandır. Doğa da bolca bulunan kekik ise soğuk algınlığına iyi gelmesinin yanı sıra kemikleri güçlendirerek kan basıncını da kontrol etmektedir.


editor

0 Yorumları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

appnexus



Facebook Paylaş

Etiketler