insan ruhu nasıl yaşlanıyor, Psikolojik hastalıklara yakalanma oranları erkeklere göre kadınlarda çok daha fazladır. Bunun nedeni bilimsel olarak kanıtlanamasa da biz kadınların duygusal şeylere erkeklerden daha fazla değer vermemizi gösterebiliriz. Bir olaya üzüldüğümüzde bunun etkisinde daha fazla kalıyoruz, sevgilimizden ayrıldığımızda acısını biz daha çok çekiyoruz; eğer severek ayrıldıysak. Tabi bu varsayım kişiden kişiye, karakterden karaktere değişiklik gösterecektir.

Biz ise bu yazımızda sizlere Dr. Halil İbrahim Erbıyık’ın açıklamalarını sunduk. Bu konuda uzman olan Erbıyık insan ruhunun nasıl yaşlandığını, bunla birlikte sabrının gelişmesine rağmen yaşanan olaylara verdiğimiz tepkinin ne kadar yavaşladığını gösterdi.


Neronluk yapma, Nöronunu yakma

Beynimizin 100 milyar nörondan meydana geldiğini hatırlatan Dr. Erbıyık, “İnsanın kendi cinini oluşturması mümkündür. En tehlikeli kelime cin değil, EGO’dur. Ego ve öfkemizle beyin nörotransmitterlerimize olumsuz elektronlar göndererek kendimize, vücudumuza, ruhumuza ve çevremize zarar veriyoruz. Güzel bir şeyler söyleyerek bu nörotransmitterleri lehimize çalıştırabiliriz” dedi.

Ruhumuzu içtiğimiz su, aldığımız hava, yediğimiz besin, daldığımız uyku, düşüncelerimizle arındırabileceğimizi belirten Erbıyık, “Of be”, “acaba”, “keşke”,” bana ne”, “neme lazım” gibi kelimelerin çok tehlikeli olduğunun altını çizdi. Dr. Erbıyık, öğrencilere beyinlerini geliştirmeleri için hızlı okuma tekniklerinin, doğru nefes egzersizlerinin, ikinci bir dil öğrenmenin, her yerde yanımızda kağıt olması gerektiğinin, önemine değinerek; fikrin kayıt altına alınmazsa hiçbir işe yaramayacak bir düşünceden ibaret kalacağına vurgu yaptı. En güzel fikirlerin gece geldiğini hatırlatan konuşmacı, 180 defa bile olsa tekrar et diyerek öğrencilere nasihatte bulundu.

Hayat bir gün o da bugün

Eğer fırsat vermezsek kimsenin bizi üzemeyeceğini konuşmasına ekleyen Erbıyık, “ilaçları ve bağımlılıkları hayatımızdan çıkarsak hastaneler boşalır.” Diyerek; hayatın yaşadığımız günden ibaret olduğunu, geçmiş hikaye geleceğin ise hayalden ibaret olduğunu sözlerine ekledi.

Erbıyık konuşmasını “Kanser önce ölüm düşüncesini, sonra “neden ben” sorusunu akla getiriyor. Aslında bu sorular tedavinin önündeki en büyük engeller. Düşüncelerimiz bizi hasta ya da iyi eden unsurları belirler. Ağız kokusunun nedenlerinden en önemlisinin kin olduğu saptanmış. Bu yüzden düşüncelerimizi ve dolayısıyla ruhumuzu temiz tutalım vurgusu yaptı.


admin

0 Yorumları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

appnexus



Facebook Paylaş

Etiketler