Neden bekar kalınır, kimimiz çok uğraşırız fakat kendimize yakıştıracağımız birisini bulamayız veya çok fazla kişiyi buluruz fakat onlarıda elimiz de tutamayız. Bazen de bir anda karşınıza çıkar fakat onuda elde edemeyiz. Neden bekar kaldığımızın sebeplerini aşağıda detaylı olarak yazıyoruz.

Açıkçası, kadınlar sevilmeye değerler. (evet, biz de değeriz!) Ancak kendilerini daha yıllarca yalnız bırakabilecek bir seyle boğuşuyorlar: kendi kendini oluşturan kehanet ya da olumsuz düşünce. Olumsuzluk bulaşıcı değildir ancak potansiyel randevuların da kaçmasına neden olur. Çok sinsi bir hastalıktır. Fiziksel olarak, kurbanını el değmemiş bırakır. Ama biri ne kadar ortalarda “Hiçbir zaman aşkı bulamayacağım.” diye dolaşırsa, beklentileri o kadar yüksek bir oranla gerçekleşir. Tersine, daha açık fikirli biri ne kadar çok “Nasıl iyi, mutlu bir insanım, kesin aşkı bulacağım.” diye düşünürse, romantik geleceği de o kadar açık olur.

Eğer sizde kendine merhamet duyanlardansanız, kendinizi meşgul edin: Bir gazete ile başlayın. Her gün kendinizle ilgili seveceğiniz bir şeyler yazın. Zamanı kolaylaştıracaktır. Birkaç yakın arkadaşa ya da aile üyesine yazabilir ya da telefon edebilir, onlar da bir erkeğin sizinle mutlu olabileceğine dair nedenleri söyleyebilirler. Onlara bu öneriyi sunduğunuzda muhtemelen çok mutlu olacak ve size yardım edeceklerdir. Ne zaman kötü bir düşünce aklınıza gelse, her zaman onu olumlu olan bir başkasıyla değiştirin.

İyi erkekler dolambaçlı yoldan gitmezler. Ambalajsız, ham dururlar. Önemli olan hem hak eden erkeği fark etmek, hem de istemek.

Aşk tasmanın eş anlamlısı değildir. Eşinin 7/24 onunla beraber olmasını istemek ne gerçekçi, ne de adil. Hapishane ne kadar konforlu ve gösterişli olsa da bir mahkum sonuçta özgür olmak ister. Sonuçta aşırı baskı ayrılık getirir.

En mutlu çiftler birbirlerine nefes alınacak alan bırakanlardır. Geri kalan işleri ne kadar dinamik olursa (iş, hobi ve arkadaş anlamında), biraraya geldiklerinde paylaşacakları o kadar şey olur.

Partnerinize zarafet ve incelikle yaklaşmanız hayati bir şey. Eğer bütün “kötü gün” hikayelerinizi ve şakalarınızı arkadaş ya da isteklilerle paylaşırsanız, sevgilinize anlatacak neyiniz kalır? Delice gelebilir, ama bir insanın zamanı ve enerjisi sınırlıdır. Eğer sahip olduklarınızı başkalarında harcarsanız, bu muhtemelen ilişkinize zarar verecektir. Daha da kötüsü sevgilinizin size olan güvenini bir erkek iş arkadaşı ya da arkadaş yüzünden kaybetmenizdir. İlişkiniz iki kişiye özel anlardır ve önceliklidir, paylaşılmaz.

Eğer siz ya da partneriniz hiçbir zaman yanıldığınızı kabul etmiyorsanız bu zor olabilir. Yanıldığınızda kabul edin ve özür dileyin. Özür dilemek bir zayıflık alameti değildir. Aşk yeri geldiğinde özür dilemesini de bilmektir.


admin

0 Yorumları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

appnexus



Facebook Paylaş

Etiketler