Güzelliği etkileyen faktörler, Güzelliğin bizim için en önemli konulardan biri olduğunu, güzel görünmek için tonlarca para harcadığımız bazen ise çok zaman ve para harcamamıza rağmen istediğimiz seviyeye gelemediğimiz itiraf etmemiz gerekiyor. Ancak he rşey para ve makyaj malzemeleriyle halledilemez. Güzellik ilk olarak doğal bir şekilde sağlanmalı.Bunu da iyi beslenerek yapmalıyız. Fazla kilolarınızdan kurtulan ve düzenli bir beslenme alışkanlığı edinin. Güzelliği etkileyen faktörler listesinin başında beslenme yer alıyor. Bunun yanı sıra güzellik maskelerinde de doğallara yönelin; kremler ve losyonlarla aranızı olabildiğince uzak tutmaya çalışın. Tabi nemlendirici kremi bunun dışına çıkarabiliriz.

Serbest radikaller vücudumuzdaki sağlıklı hücrelere saldırır. Hücre zarını parçalayarak hücrenin işlev ve yapısını bozar ve en sonunda hücrey tahrip ederler. Bir serbest radikal oksidasyon yani oksidasyon adı verilen bir zincirleme reaksiyonla diğer serbest radikallerin ortaya çıkmasına yol açar. Oksidasyon cilt hasarına ve yaşlanmaya yol açar. bu da kendini ince çizgiler, kırışıklıklar , eşit olmayan ve donuk cilt rengi, cilt sıkılığının  ve elastikiyetinin kaybı şeklinde gösterir. Oksidasyon gibi birçok hastalığın gelişmesi ile de bağlantılı olabilir.

Aynı oksidasyon süreci kabuğu soyulmuş elmaların kahverengine dönüşmesine ve demirin paslanmasına neden olur.

Serbest radikaller vücudumuzdaki oksijen molekülleridir. Kararlı bir oksijen atomunda 8 elektron vardır. Serbest radikal moleküllerinde 8 elektronlardan 1 tanesi eksiktir. Bir serbest radikal bir elektron bırakırsa veya çalarsa ikinci bir radikal oluşur.
Sonra bu molekülde üçüncü bir moleküle aynı şeyi yapar. Bu zincirleme reaksiyon vücudumuzun her hücresine, hatta DNA    hücrelerimize bile hasar verecek potansiyele sahiptir. Zaman içinde bu hasar  hücrelerimizin kendini iyileştirme yeteniğini sürekli olarak etkiler ve cildimiz erkenden yaşlanır.

“Antioksidan” deyimin sözlük anlamı “oksidasyonakarşı”dır. Bunlar cildimize ve sağlığımıza zarar veren serbest radikallere ve oksidasyon sürecine karşı mücadele eden savaşçılardır.
Antioksidanlar     ‘fazladan’ elektronu olan oksijen molekülleridir. Bunlar serbest radikalleri kendilerine çekerler ve fazladan elektronu onlara vererek    nötrleştirirler. Böylece onları normal oksijen moleküllerine dönüştürürler. Bunu yaparken antioksidanlar oksitlenmiş olur. İşte bu nedenle antioksidan kaynaklarını sürekli yenilemek gerekir.

Doğal Antioksidanlar:
Superoxide Dimutase (serbest radikalleri bozan bir hücresel enzim)
Glutathione (sigara ve radyasyon hasarına karşı vücudu zehirlerden    arındıran ve savunan bir amino asit)
Dış antioksidanlar:
A, C ve E vitamnleri
Selenyum ve çinko dahil bazı mineraller
Yeşil çay
Meyveler ve sebzeler
Üzüm çekirdeği özü
Zerdeçal
Serbest Radikaller Neden Ortaya Çıkar?
Serbest radikalleri tetikleyen iç ve dış nedenler vardır.
İç Tetikleyiciler
Vücudumuzun kendi normal enerji üretim süreci
Normal yağ, karbonhidrat    ve protein metabolizması
Yağlı yiyecekler, işlenmiş yiyecekler, alkol ve kafein sindirimi
Stres sonucu üretilen kimyasallar ve iç salgılar
Kalp krizi ve inme nedeniyle düşük kan basıncı
Dış Tetikleyiciler
Sigara 
Çevre kirliliği
UV ışınları
Yorgunluk
Toksik kimyasallar

Bunların dışında yine kendi başınıza yapabileceğiniz şeyler bulunuyor. Mesela uyku düzenini sağlamak da güzellik açısından önemlidir. Günde en az altı, en fazla ise dokuz saat uyumanızı öneriyoruz. İkisinin de aksi durumunda gözaltlarınız mutlaka şişecek, suratınız çökecek ve çabuk yaşlanacaksınız.

Gülmek sadece cilt sağlığı için ruh ve beden sağlığı açısından en önemli etkendir. Mutlu ve mesut olan insanın ömrü de uzun olur, kendisi de sağlıklı olur. O zaman şifremiz neymiş? “Gülmek gibisi yok.” Çünkü güldüğünüz zaman insana moral vererek, sağlığı dolaylı biçimde destekliyor; hatta bazen de doğrudan etkileyerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Güldüğünüz zaman; ağız kenarı, elmacık kemiği ve ağız çevresindeki kaslar harekete geçer. Tıpkı spor yapar gibi elmacık kemiği üzerindeki kaslar aracılığı ile, damarlara hafif basınç uygulanarak, o bölge aktif hale getirilir. Neşeli bir gülüş, beynimizin ürettiği rahatlatıcı bir salgı olan “endorfini” arttırmaktadır.

Kısaca gülmek tıpkı vücudun optimize olması gibi cilt ve vücut sağlığını korumak için önemli koruma faktörlerinden birisi, oldukça etkili ve en önemlisi bedavadır. 

Güzel bir uygu insana güzellik katar. Halk arasında boşuna “güzellik uykusu” diye adlandırılmıyor. Genelde uyku, her ne kadar vücudumuzun durduğu bir dönem olsa da cilt hücreleri için faaliyetin başladığı bir zaman dilimidir. Kısaca uykuda cildimiz bir güzel yenilenir. Uykusuz kalındığında ise, bu iş zor hale gelmektedir.
Gece yatış şekliniz cildiniz için oldukça önemlidir. Çünkü yüzünüzde o anki yatış şekline göre kırışıklar ve izler oluşur. Hatta yüz üstü yatanlarda cildi izlerini bırakın çene ve elmacık kemiklerinde bile deformeler olmaktadır. Yan yattığımızda ise cildimizin yanlarına baskı olacağından, zamanla somya yayı gibi deri gergin halden daha gevşek hale gelmektedir. Tenlerinin diriliğine önem veren hanımlara özellikle söylemek istiyorum ki, ideal olanı sırtüstü yatmak ve gece kremini hiç ama hiç ihmal etmemek gerekir. Çünkü cildimiz gece nemsiz ve kuru olur. Sabaha kadar oluşabilecek kırışıklara karşı ancak gece kremleri ile başa çıkabilirsiniz. Yaşlanma dediğimiz olay doğumdan itibaren saat gibi tıkır tıkır ilerlerken özellikle 40 yaşından sonraki hanımlar gece kremlerine daha çok dikkat etmesi gerekir. Tabi güzelliklerini kaybetmek istemiyorlarsa…
Yüze Anlam Veren Mimikler

Cildimizin tazeliğini kaybetmesine neden olan daha bir çok sebep bulunmaktadır. Bunlardan birisi de mimiklerdir. Gün içerisinde konuşurken, yemek yerken, sinirlenirken, endişelenirken ve diğer tepkilerde kullandığımız mimik kasları yüzümüzde oluşacak derin kırışıklıklara zemin hazırlamaktadır. Zaman ve psikolojimiz el ele vererek, izlerini tenimize adeta mühür gibi basarak izleri oluşturur.
Nasıl ırmak veya nehirler aka aka toprak üzerinde kendi yataklarını oluşturuyorsa, zamanla cildimizdeki kollajen de kenarlara itilir durur. Mimik kasları kullanıldıkça güçlenir. Kullanılmayan diğer kaslar ise, zaman içinde güçsüzleşerek sarkık bir hal almaktadır. Kasların şekli değiştikçe, yüz biçimimiz de ilerleyen yıllar boyunca şekilden sekile girmektedir. Gençlik, orta yaş ve olgun yaşta biz aynı kişiyizdir ama çehrelerimiz değişiktir.
Tamamı yüz sinirleri tarafından yönlendirilen bu kaslar, bir uçları ile kemik ve kıkırdaklara diğer uçları ile deriye tutunurlar. Başımızda bulunan çukurların ağız, burun, kulak, göz etrafında yer alarak, bu deliklerin kapatılıp genişletilmesinde rol oynarak ve yüzümüze de anlam verirler.


admin

0 Yorumları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

appnexus



Facebook Paylaş

Etiketler